3. Havalimanı Projesi'ni üstlenen firmaların şaibeli iş anlaşmaları her gün ortaya saçılırken, Cengiz-Limak-Kolin üçlüsünün yüklendikleri diğer projeleri de rant ve talan mekanizmasının nasıl işlediğini gösterir nitelikte.
![]() |
Barajla birlikte yutulacak Yusufeli |
Son dönemde özellikle enerji sektöründe yaptıkları ortak
yatırımlarla öne çıkan üçlünün üstlendiği bir başka proje Çoruh Nehri üzerine
yapılacak Yusufeli Barajı. Barajın temel atma töreni 26 Şubat 2013'te başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın doğumgününe denk gelecek şekilde gerçekleştirildi. Temel
atma töreni barajın son anda isminin "Recep Tayyip Erdoğan" olarak
kimsenin haberi olmadan değiştirilmesi ardından mesele krize yol açınca isminin
tekrar Yusufeli'ne çevrilmesiyle de basına yansımıştı.
Erdoğan, baraj temel atma törenine hologramla olmasa
da Ankara'dan canlı bağlantı ile katıldı (İzlemek için: Yusufeli Barajı'nıntemeli atıldı). Canlı bağlantıda başbakan Limak Yönetim Kurulu
Başkanı Nihat Özdemir ile projenin
bitirilme süresi hakkında sıkı bir pazarlık gerçekleştirerek projenin bitiş
tarihini 2 yıl 10 ay öne aldırdı ve proje bitiş tarihi 29 Mayıs 2018 olarak
belirlendi.
Dr. Akgün İlhan'ın belirttiği gibi barajın bitiş
süresinin öne alınışın anlattığı çok şey var:
"...
bunlardan en önemlisi başta iş
güvenliği olmak üzere pek
çok soruna yol açan hızda ve
biçimde yapılan uygulamalarla ilgili kararların uzmanlık bilgisi ve deneyiminden bağımsız biçimde
alınıyor oluşu. Ocak 2011 ile Nisan 2012 arasındaki
18 aylık zaman diliminde bile HES ve baraj yapımı ve/veya işletilmesi sırasında ölenlerin sayısı 48'i,
yaralananlarınki ise 63'i bulmuş"
30 Ocak 2014'te Yusufeli'nde gerçekleşen ve Limak
Şirketi'ne ait bir kamyonun Çoruh Nehri'ne yuvarlanarak bir şoförün hayatını
kaybetmesiyle sonuçlanan kazanın nedeni de belki de dikkatsizlikten daha çok Dr.
Akgün İlhan'ın uyardığı gibi işleri aceleye getirmeyle ilgilidir...
Projeye geri dönecek olursak; başbakanın temel atma
törenine canlı bağlantıyla katılımı, projenin Türkiye'nin en yüksek barajı
olacak olması gibi teknik konular medyaya sık sık yansısa da projenin
yaratacağı sosyal ve ekolojik tahribat gündeme çok da gelmedi. Oysa Yusuefli
İlçesini Güzelleştirme Yaşatma Kültür Varlıklarını Koruma Derneği'nin
belirttiği gibi projeyle Yusufeli İlçe merkezi ve mücavir sahasının tamamı ile
7 köyün tamamı ve 9 köyün bir kısmını kapsayan geniş bir alan sular altında
kalacak. Bakan Eroğlu'nun "Geçmişte su akmış biz bakmışız. Çoruh'ta daha
önce baraj ve HES yoktu ve çılgında akıyordu" diyerek "müjdelediği" projenin 50 senelik aktif ömrü boyunca 10 milyar TL
getirisi olacağı öngörülüyor. Bu dev projenin kamu yararına mı yoksa kamu zararına
mı olduğunu görmek için aşağıdaki hususlara dikkat çekmekte yarar var :
25 Ocak 2014 - Yusufeli - Özgüven Köyü HESlere karşı! |
- Proje bitiminde 3773 hane, 19 köy ve 16 bin kişi
doğrudan ve dolaylı olarak etkilenecek.
-2000 tarihli Yusuefli İlçesi Tarımsal Fizibilite
Raporu'nda belirtildiği gibi barajla bölgede tarım ve hayvancılık son bulacak.
-Yusufeli İlçe Tarım Müdürlüğü'ne göre zeytin
üretiminin %86'sı, çeltik tarımının %75'i, seraların %95'i ve meyve ağaçlarının
%69'u sular altında kalacak.
- Türkiye ve dünyanın sayılı rafting ve kano
parkurlarından Barhal ve Çoruh parkuru yok olacak.
- Tarım, hayvancılık ve doğa turizminden hayatını
idame ettiren Yusufelililer, mevcut ilçenin üst kısmına kurulacak yeni ilçeye
yerleştirilecek. Tarım ve doğa turizminin yapılamadığı bölgede kalanların
geçimini nasıl sağlayacakları ise meçhul.
- Dünya çapında nadir bulunan 6 tür bitki ile
Avrupa'da tehlike altında bulunan 61 tür bitkiye ev sahipliği yapan Çoruh
Vadisi Önemli Bitki Alanı (ÖBA) olarak belirlenmiş durumda. Yusufeli Barajı ve
diğer projelerle bu çeşitlilik de yok olma riski altında.
- Çok sayıda tarihi Gürcü kilisesi sular altında
kalacak, aktif olarak kullanılan üç kiliseye de ulaşım kesilecek.
- Projenin maliyeti 100-120 milyar olarak gösterilse
de, nüfusun yeniden iskanı, istihdam, tarım, hayvancılık, doğa turizminin yok
edilmesi, ulaşım ağının yenilenmesi gibi diğer meselelerle birleştirilince
proje devlete ek maliyet getirecek.
Bir başka önemli nokta Yusufeli Barajı'na ÇED
Raporu'nu hazırlayan kuruluşun ENCON Çevre Danışmanlık Ltd. Şti olması.
Yusufeli İnsiyatifi'nin 2007'de protesto ettiği ENCON'un çevre karnesinin pek de iç açıcı olduğu söylenemez. "Müteahhitlerintaşeronu" olarak bilinen şirket, yerellerdeki halkın ve STKların tepkilerine rağmen daha
önce de bir çok projeye ÇED Raporu vermişti. Yusufeli Barajı dışında ENCON'un
ÇED raporu hazırladığı bazı projeler ise şöyle: Ilısu Barajı, Uşak Kışladağ ve
İzmir Efemçukuru'nda siyanür liçle altın çıkarma, Manisa Gördes ve Çaldağı'nda
sülfürik asit liç usulü nikel çıkarma ve Yalova Taşköprü Beldesi'ndeki Vopak
Terminal Marmara Kimyasal Depolama Tesisi.
Yusufelililer'in "mezarımız bile kalmıyor" diye isyan ettiği Yusufeli Barajı'nın yapımı açılan tüm davalara rağmen devam
etmekte. Cengiz-Limak-Kalyon üçlüsünün ayrı ayrı veya daha geniş konsorsiyumlar
oluşturarak rant aşkıyla giriştikleri doğa talanı ise Türkiye'nin dört bir
yanında tam gaz sürmekte...
Efe Baysal
Proje hakkında daha detaylı bilgi için : Çoruh'un Kelepçeleri: Yusufeli Barajı
![]() |
Yusufeli Barajı Projesi |